8 Ocak 2013 Salı

Ölümler ve Zaman

Her şeyin iyi gittiğini zannedersin. Bir anda bir aksilik çıkar ortaya. Bütün hayatını alt üst eder. En iyi örneği; ölüm. Yakın birisini kaybettiğimizde hep çaresiz oluruz. Ne yapacağımızı bilemeyiz. Eğer ki kaybettiğimiz çok yakın birisiyse "keşke ben ölseydim" bile diyebiliriz. Ama işte öyle değil. Bir laf vardır çok severim; beni  öldürmeyen şey güçlendirir. Hep bu felsefeyle yola çıktım. Her gördüğüm ölümde haliyle daha da güçlendim. Ama ya o ilk ölüm ? Ömrünüzde ilk defa size yakın birisini kaybettiyseniz, işiniz çok zor demektir. İlk 1 ay her gece rüyanızda görürsünüz. Artık ağlamanın çok bir fayda sağlamadığını gördüğünüz zaman, her gece onun fotoğrafına bakıp uyursunuz. Sonra mı ? Sonrası "zaman"ın işi. Zaman öyle bir ibnelik yapıyor ki bizlere, en fazla 5 sene içinde ölen kişinin tipini ve sesini unutturuyor. Fotoğraflara baktığınızda artık ölen kişiyi tanımıyormuş gibi hissedersiniz ya da siz doğmadan çok önce ölen birisi gibi görürsünüz. Zaman maalesef ki böyle. 2. ölümde daha metin oluyor insan. 3-4 derken peşi sıra geliyor zaten hepsi. Sen ölene kadar zaten içinden bir çok şeyi alıp götürüyor zaman. Daha bir umursamaz oluyor insan. Ama bunun aksine daha bir öz güveni yerinde oluyor. "Amaan 2 günlük dünya, koy götüne" gibi laflar çok kullanılır bu tip durumlarda. Kendimden örnek vermek gerekirse; bugüne kadar 10dan fazla ölüm gördüm ve bunların 3 tanesi çok yakınımdı. Eski ben ile şimdiki beni karşılaştırdığımda arada dağlar kadar fark görüyorum. Eskiden daha bir duygusaldım. Her şeyi çok fazla kafaya takardım. Klasik hayallerim vardı. Üniversite bitince askerlik, sonrasında bir eş, sonrasında da evli, mutlu, çocuklu bir hayat. O zamanki hayallerimde çocuğumun ismi bile hazırdı. Ama işte diyorum ya eski ben. Şimdiki bende ise işler biraz farklı. Daha önemli şeylere kanalize olmamı sağladı bu ölümler. Boktan bir evlilik, asgari ücretli yaşam sürmek bana göre değil artık. Ben yolun beni götürdüğü yere gidiyorum. Bu iyi de olabilir, kötü de. Ben sadece önümdeki yolu takip ediyorum. Bu yolda ne varsa onu yaşayacağım. Önümdeki basamağın ne olduğunu bilmiyorum ama ne yapacağımı biliyorum. Her şeyden önemlisi de bu değil mi zaten ? O yüzden lafım sana, ölümler ve zaman senin en büyük öğretmenin, yol göstericin olsun.